Son dakika haberler
14008,87%-1,23
42,92% 0,07
50,49% -0,10
5974,20% -4,41
9839,57% -2,66
Hastalar artık “başkası gibi” görünmek istemiyor; daha dinlenmiş, daha sağlıklı ve en önemlisi kendine ait bir yüz ve vücut talep ediyor.
Bu değişimi sadece sosyal medyanın dayattığı güzellik algısıyla açıklamak mümkün değil. 2025 boyunca hasta profili belirgin şekilde olgunlaştı. İnsanlar estetikten mucize değil; denge, doğallık ve sürdürülebilirlik beklemeye başladı. Hekim yaklaşımı da buna paralel olarak daha kontrollü, daha ölçülü ve daha kişiye özel bir noktaya evrildi. 2026’ya girerken bu yaklaşım artık bir trend değil, estetik cerrahinin yeni standardı haline gelmiş durumda.
Dünya genelinde estetik cerrahinin yönünü okumak için en kapsamlı kaynaklardan biri International Society of Aesthetic Plastic Surgery (ISAPS). ISAPS’in 2024 Global Survey raporu, 2025’e girerken sektörün ulaştığı hacmi net biçimde ortaya koyuyor.
Bu rapora göre yalnızca plastik cerrahlar tarafından yapılan işlemler dikkate alındığında:
• Yaklaşık 17,4 milyon cerrahi işlem
• 20,5 milyonun üzerinde cerrahi dışı işlem
gerçekleştirildi. Toplamda 38 milyona yaklaşan bu sayı, estetik cerrahinin artık niş bir alan değil; küresel ölçekte ciddi bir sağlık ve yaşam kalitesi alanı olduğunu gösteriyor. Bu büyüklükte bir hacim, ister istemez “geçici moda” değil, kalıcı eğilimler yaratıyor.
ISAPS verilerine göre 2025’e girerken dünyada en sık yapılan cerrahi işlemler şunlar oldu:
• Göz kapağı estetiği (blefaroplasti): 2 milyonun üzerinde
• Liposuction: yaklaşık 2 milyon
• Meme büyütme: 1,6 milyon civarında
• Skar (yara izi) revizyonları: 1 milyonu aşan sayılar
• Rinoplasti: 1 milyonun üzerinde
Bu liste bize çok net bir mesaj veriyor: 2025’te cerrahide odak; yüz çevresinde daha dinlenmiş bir ifade, vücutta ise ölçülü şekillendirme oldu. Aşırı değişim yaratan, “ameliyatlı görünüm” oluşturan yaklaşımlar belirgin şekilde geri planda kaldı.
Cerrahi dışı işlemler
• Botulinum toksin uygulamaları hâlâ ilk sırada
• Hyaluronik asit dolgular hacim olarak botoksu takip ediyor
• Ameliyatsız cilt sıkılaştırma, lazer ve kimyasal peeling gibi cilt kalitesi odaklı işlemler belirgin artış gösteriyor
Burada önemli bir nüans var: Botoks ve dolgu sayıları yüksek olsa da, uygulama felsefesi değişti. 2025’te amaç yüzü dondurmak değil; mimikleri koruyarak yorgunluğu silmek oldu. Bu yaklaşım 2026’da daha da güçlenecek gibi görünüyor.
Türkiye, 2025’e girerken estetik cerrahide yalnızca bir “sağlık turizmi ülkesi” değil, küresel ölçekte referans alınan ülkelerden biri konumuna geldi. ISAPS verilerine göre Türkiye’de yıllık toplam estetik işlem sayısı 1,1 milyonun üzerinde.
Bu işlemlerin yaklaşık yarısının cerrahi, yarısının cerrahi dışı olması önemli bir detay. Bu durum, Türkiye’nin sadece büyük ameliyatlar için değil; botoks, dolgu, cilt yenileme gibi günlük estetik bakım alanlarında da ciddi talep aldığını gösteriyor.
• Rinoplasti
• Göz kapağı estetiği
• Yüz yağ enjeksiyonu
• Skar revizyonları
• Vücut şekillendirme cerrahileri
yer alıyor. Bu çeşitlilik, 2026’ya girerken Türkiye’nin gücünün tek bir işlemden değil, geniş bir uzmanlık yelpazesinden kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Rinoplasti, 2025’te estetik cerrahideki zihniyet değişiminin en net okunduğu alanlardan biri oldu. Dünya genelinde 1 milyonun üzerinde rinoplasti yapılırken, Türkiye bu alanda en çok tercih edilen ülkelerden biri olmaya devam etti.
2025 boyunca klinikte en sık duyduğum cümle şuydu:
“Hocam, nefesim düzelsin ama ameliyat olduğum anlaşılmasın.”
Bu beklenti, 2026’ya girerken rinoplastinin yeni tanımını da özetliyor:
• Fonksiyonel iyileşme
• Yüze uyum
• Abartısız projeler
• Uzun vadeli stabil sonuçlar
Artık rinoplasti, sadece burun şekillendirme değil; yüz dengesi cerrahisi olarak ele alınıyor.
Saç ekimi, 2025 boyunca Türkiye’nin uluslararası alanda en çok konuşulan estetik başlıklarından biri olmayı sürdürdü. Çeşitli sektör verileri, Türkiye’de yıllık saç ekimi sayısının yüz binler seviyesinde olduğunu ve sıklıkla 500 bin bandının telaffuz edildiğini gösteriyor.
Ancak 2025’te saç ekiminde de belirgin bir paradigma değişimi yaşandı:
• Sadece saç çıkması değil, doğal saç çizgisi
• Yaşa ve yüz oranlarına uygun planlama
• Donör alanın korunması
• Uzun vadeli sonuçların öngörülmesi
2026’ya girerken saç ekimi, hızlı bir işlem olmaktan çıkıp estetik bütünlüğün bir parçası haline geliyor.
2025 boyunca hasta davranışları çok net bir zamanlama eğilimi gösterdi.
Yıl sonuna doğru:
• Botoks
• Minimal dolgu
• Cilt yenileme
• Ameliyatsız yüz germe
Amaç: Yeni yıla daha dinç ve sağlıklı görünerek girmek.
Yıl başı ve sonrasında:
• Liposuction
• Karın germe
• Meme estetiği
• Rinoplasti
• Göz kapağı estetiği
Amaç: Daha planlı iyileşme ve kalıcı sonuçlar.
Bu ayrımın 2026’da da büyük ölçüde korunacağını öngörüyoruz.
2026’ya girerken estetik cerrahide öne çıkmasını beklediğim başlıklar şunlar:
1. Daha az hacim, daha çok kalite
2. Cilt kalitesi merkezli protokoller
3. Fonksiyonel estetik anlayışı
4. Kişiye özel, etaplı cerrahi planlar
5. Güvenlik ve etik vurgusunun artması
Özellikle hızla büyüyen alanlarda standartlar, hasta güvenliği ve etik tartışmalar daha görünür olacak.
Estetik cerrahi artık bir “değişim” değil, iyileştirme sanatı. 2025 bize şunu net biçimde öğretti: En iyi sonuçlar aceleyle değil, doğru planlama ile geliyor.
2026’ya girerken herkese sağlık, huzur ve kendini iyi hissettiği bir yaşam diliyorum.
Estetik; başkası gibi olmak değil, insanın kendiyle barışmasıdır.
2026’nın; bilinçli kararların alındığı, doğallığın ve güvenli uygulamaların öne çıktığı, mütevazı ama etkili estetik sonuçların yılı olmasını temenni ediyorum.
Tüm meslektaşlarıma, hastalarıma ve okurlarımıza mutlu, sağlıklı ve estetik açıdan müjdeli bir yeni yıl diliyorum.