KAZAKİSTAN OLAYLARININ FİTİLİ

ST. PETERSBURG’DA YAKILDI

Kazakistan’da ABD-RUS Oyunu

Kazakistan’daki iç ayaklanmaya dönüşen protesto eylemleri hakkında değerlendirme yapmamak için üç gündür telefonlarımı kapattım. Çünkü tahmin ettiğim ancak ifade etmekte zorlanacağım gelişme ile ilgili erkenden bir şey söylemek istemedim.

Birincisi güya doğalgaza yapılan zammı protesto için başlayan gösteriler, zammın geri alındığı duyurulmasına rağmen şiddetini artırarak devam etmesi ilgimi çekti.

İkincisi Nazarbay’a bağlılığı ile bilinen Cömert Tokayev, koltuğunun başında görevini sürdürürken, ülkenin kurucu başkanı ve güvenliğin tepesindeki Nursultan Nazarbay’ın sessiz kalması ve akabinde teyit edilmeyen bilgilere göre ülkeyi terk etmek zorunda kalışı veya bırakılması ya da bulunduğu yerde etkisiz hale getirilmesi, gösterilerin gerisindeki LPG zammının bahane olduğunu gösteriyordu.

Üçüncüsü plakasız sivil araçların bagajından silahların dağıtıldığı haberi gelince, bunun bir iç hesaplaşma veya iktidar kavgası olduğu ortaya çıkıyordu.

Dördüncüsü telefon ettiğim bir dostumun göstericiler arasında Kazakça konuşmayan yabancı kişilerin olduğunu, bundan dolayı birçok göstericinin evine çekildiğini söylemesi ve silahların dağıtıldığı kişilerin Kazakça değil, Kırgızca, Özbekçe hatta Arapça konuştukları bilgisi ulaşınca, “yabancı askerlerin” göstericiler arasında karıştırıldığı ve ülkenin iç savaşa doğru sürüklenmek istediği kanaati hasıl oldu.

Beşincisi Amerika (İngiltere)’nın; uygulamaya koyduğu Afganistan’daki kaos planının bir parçası olarak, buradaki İŞİD ve Al-Kaide ideolojisini tehdit olarak göstermek suretiyle Tacikistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Kazakistan’da “Dinleme ve Gözetleme Üsleri” kurulması planı ve Çin’î abluka altına almak suretiyle Çin’in Kuşak-Yol Demiryolu Projesi’ni engelleme düşüncesi aklıma geldi.

Sonra 27 Aralık günü St. Petersburg’da Putin, Tokayev ve Nazarbay buluşmasını hatırladım. Bu üçlü arasında nasıl bir pazarlık döndüğünü bilmemekle beraber, görüşme sonrası Nazarbay’ın tek başına ayrı bir araçla ayrıldığı, Tokayev ile Putin’in ise birlikte bir araca binerek ayrıldıkları aklıma geldi. Sanki bugünkü olayların fitili 27 Aralık günü St. Petersburg’da atılmıştı.

Ardından silahların yetkili istihbarat elemanları tarafından resmi depolardan alınarak dağıtıldığı bilgisi ulaşınca İstihbaratın bir numarası Mansimov ile iki numarası olan Samat Abiş’in pozisyonları aklıma geldi. Her kişi de Nazarbay’ın has adamlarıydı çünkü. Ve güvenliğin iki numaralı ismi Abiş aynı zamanda Nazarbay’ın yiğeni olunca bunların karıştığı gösterilerin hangi tehlikeli boyutlara ulaşacağını tahmin etmek zor olmayacaktı.

Bütün bu tehlikeli işler olurken, Amerika derin devleti de boş durmayacaktı elbette. Kazakistan’daki toplum, demokratik açılım bahanesiyle STK’lar aracılığı ile her türlü yönlendirilmeye uygun hale getirme çalışmalarına hız verildi. Mevcut Hükümetin altının oyulması ve Nazarbay’ın emirlerini şartsız yerine getirecek şekilde devlet içinde yeni örgütlenmeler, gruplaşmalar oluşturulmaya başlandı.

Amerikan Turancılığı İle Türk Birliği Kurulmaz

Soros, NED gibi kurumlar aracılığı ile Kazakistan’daki bütün STK’lar el altından fonlanmaya başlandı. Hatta bölge uzmanlarının iddialarına göre, “Dünya Uygur Kongresi aracılığı ile buradaki çok az sayıdaki Uygur Kongresi’ne mensup Uygurların dahi Uygur asıllı Mansimov’un da göz yumması ile alenen örgütlendikleri” görülmüştür.

Sonuçta 27 Aralık St. Petersburg buluşması sonrasında bütün bu filmi izleyen Putin ve ekibi her şeyi değerlendirdi ve Tokayev ile işbirliğinde “Kazakistan Hamlesi” ile Amerika’nın Orta Asya’daki “Arap Baharı” benzeri operasyonuna darbe vurmuş oldu.

Bu çerçevede Kazakistan’ın Türkiye Büyükelçisi Abzal Saparbekul’un gösterilerin Rus karşıtı propagandaya dönüştürülmesinin yalnız Kazakistan’ı değil bütün Türkistan coğrafyasını geri dönülmez bir kaos ortamına dönüştüreceği uyarısının da dikkate alınması gerektiğini vurgulayarak sözlerime son vermek istiyorum.

Unutmayalım lütfen; Türklerden çıkarları için yeni jandarmalar yaratmak isteyen Amerikan Turancılığı ile Türk Birliği kurulamaz…