Türkiye'de kalkınmanın ve ilerlemenin önündeki en büyük engel yolsuzluk, rüşvet ve kamu harcamalarındaki aşırılık, yani israftır.
Bir devletin, demokratik değerleri hayata geçirebilmesi için öncelikle siyasetinin temiz ve şeffaf olması gerekir. Siyaseti yolsuzluğa, rant ekonomisine, tekelciliğe, israfa ve rüşvete bulaşmış bir ülkede demokrasiden ve adaletten söz edemeyiz.
Yolsuzluk, rüşvet ve israfla mücadelede siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, birbirlerine göbek bağı ile bağlı oldukları için üzerine düşeni şimdiye kadar yapmadılar.
Bu alanda mücadele eden, elini taşın altına koyan bir oluşum, bir camia henüz ortaya çıkmadı.
Yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışılırken, demokrasinin önündeki en büyük engel olan yolsuzluk, rüşvet ve aşırı israf gibi konular gözardı edilemez.
Türkiye'de esnaf belediyelerle dertli. Herkes bilir, rüşvetsiz işler yürümez. Herkesin bildiği bir gerçekle neden şimdiye kadar mücadele edilmedi, yüzleşilmedi.
Rüşvet, yolsuzluk ve aşırı israfı önlemede tek yol, sağlam bir denetim mekanizması kurmak ve şeffaflığı sağlamak.
Kamu görevlilerinin ve seçilmişlerin, şahsi ve birinci derece yakınlarının mal varlıkları ve iş ilişkileri yakın takibe alınmalı.
Vatandaşlara düşen görev ise, kendilerinden rüşvet isteyen kamu görevlilerini anında ihbar etmek, rüşvet, yolsuzluk ve israf ile ilgili ne biliyorlarsa mutlaka bu bilgileri gerek yargıyla gerekse de kuracağımız dernek ile paylaşmak.
Bu nedenle, Yolsuzluk, Rüşvet ve İsraf İle Mücadele Derneği ihbar sistemi kuracak, vatandaşlar ne biliyorlarsa ellerindeki belge, bilgi ve duyumları bizimle paylaşacak. Biz de gelen bilgileri yargıya ileteceğiz.
İhbar edilirim korkusu nedeniyle özellikle belediye görevlileri bundan böyle diledikleri gibi rüşvet isteyemeyemecekler. Yapılması gereken, bu kadar basit bir ihbar mekanizmasını hayata geçirmektir.
Başbakan eski Yardımcısı Bülent Arınç görevdeyken yaptığı bir konuşmada, israfı önlesek sizden vergi almamıza gerek yok demişti.
Dibine kadar yolsuzluğa ve rüşvete bulaşmış, israfta zirve yapmış belediyelerin olduğu ülke İslam ülkesi değildir. Kendimizi kandırmayalım artık.
Bu ülkeye vatan aşkıyla hareket eden bir siyaset ahlakı yerleşmeli. Vatan aşkı ise, bu vatanın ve içinde yaşayan milletin her kuruşuna sahip çıkmakla gösterilir.
Yolsuzluk, rüşvet ve israfi önlemeden bu ülkede kimse ağzına İslam'ı, demokrasiyi, vatan ve millet sevgisini almasın.
Türkiye'de kimse bu konuyla ilgilenmiyor. Herkesi yolsuzluk, rüşvet ve israfı önlemede mücadeleye davet ediyorum.
Bu milletin, bu şerefli devletin bir kuruşunu israf ettirmemek için elimizden geleni yapmamız lazım.
Bütün siyasi partiler düzeni tutturmuş, denetleyen yok, soran, takip eden gazeteci yok, haliyle siyasetçiler at koşturuyor, milletin cebinden eli çıkmıyor. Mahkemelerden korkmuyorlar, aklanacaklarını düşünüyorlar.
İslami gençlik, Allah aşkınızı gösterin, gelin birlikte mücadelede edelim. Solcu gençlik, halklara olan sevdanızı gösterin, mücadele edelim. Milliyetçi gençlik, devlete olan bağlılığınız gösterin, devletin malına, milletin rızkına sahip çıkalım. Öz yönetim talep eden gençlik, çalınan, bol keseden dağıtılan paralar, sizin, bizim paralarımız. Bu alanda mücadelede siyasi görüş ayrımı yapmadan el ele verelim.
Yolsuzluk, rüşvet ve israf ihbar sistemi sayesinde, vatandaşlar bildiklerini anlatarak, bu işe bulaşanlara korku salacak, ihbar edilme korkusu azda olsa bu tür haksız kazançların önüne geçecek.
Şimdiye kadar bana konuştuğum esnafların büyük kısmı verdikleri rüşvetten yakındı. Sistem böyle işliyor. Bu sistemi bozacağız. Alan el kadar veren el de suçludur. Vatandaşlar, partilerden, sivil toplum kuruluşları ve medyadan bu konuda destek bekliyorum.
Dernek kurma çalışmaları tarafımca sürüyor. Gerekli belgeler temin edildiğinde birkaç hafta içinde işlemler tamamlanacak.
